SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1808 >>

باب: إذا زوج ابنته وهي كارهة فنكاحهم مردود.

42. ADAM, KIZ ÇOCUĞUNU İSTEMEDİĞİ HALDE EVLENDİRDİĞİ TAKDİRDE NİKAHI REDDOLUNUR

 

حدثني إسماعيل قال: حدثني مالك، عن عبد الرحمن بن القاسم، عن أبيه، عن عبد الرحمن ومجمع ابني يزيد بن جارية، عن خنساء بنت خذام الأنصارية:

 أن أباها زوجها وهي ثيب فكرهت ذلك، فأتت رسول الله صلى الله عليه وسلم فرد نكاحه.

 

[-5138-] Ensardan Hidam'ın kızı Hansa'dan rivayete göre, babası onu dul iken evlendirdi. Ancak o bunu kabul etmeyerek Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gitti. O da onun nikahını geri çevirdi (feshetti).

 

Bu Hadis 5139,6945,6969 numara ile gelecektir.

 

 

حدثنا إسحاق: أخبرنا يزيد، أخبرنا يحيى، أن القاسم بن محمد حدثه: أن عبد الرحمن بن يزيد ومجمع بن يزيد حدثاه: أن رجلا يدعى خذاما انكح ابنة له، نحوه.

 

[-5139-] Abdurrahman İbp Yezid ile Mücemmi' İbn Yezid'den rivayete göre, Hidam adındaki bir adam bir kızını nikahladı. .. diye hadisi buna yakın zikrettiler.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Adam kızını istemediği halde evlendirecek olursa nikahı reddolunur." Buhari, başlığı bu şekilde mutlak bir ifade ile kullanmıştır. Bu haliyle hüküm bakireyi de, dulu da kapsamına alır. Fakat başlıktaki hadis duloluşu açıkça ifade etmiş bulunmaktadır. Sanki o böylelikle -ileride açıklayacağımız üzere- bu hadisin rivayet yollarından birisinde varid olan manaya işaret etmiş gibidir. Evlendirilen kadının dulolması halinde rızası bulunmaksızın evlendirilmiş ise, nikahının reddolunacağı hususunda icma' vardır. Ancak bu hususta el-Hasen'den nakledilen, babanın -az önce geçtiği üzere hoşlanmasa dahi- dul kızını mecbur etmesini caiz gördüğüne dair nakledilen rivayet müstesnadır. Nehai'den gelen rivayete göre ise, eğer dul kızı baktığı ailesi arasında ise caizdir, değilse reddolunur demiştir.

 

Fukaha rızası olmadığı halde akdin gerçekleşmesi halinde ihtilaf etmişlerdir.

 

Hanefiler: Eğer kadın geçerli kabul ederse caiz olur, demişlerdir. Malikilerden gelen rivayete göre ise, eğer aradan fazla zaman geçmeden geçerli kabul ederse caizdir, değilse değildir, demişlerdir. Diğerleri ise kayıtsız ve şartsız olarak böyle bir nikahı reddetmişlerdir.

 

 

باب: تزويج اليتيمة. لقوله: {وإن خفتم ألا تقسطوا في اليتامى فانكحوا} /النساء: 3/.

43. YÜCE ALLAH'IN: "YETİM KIZLARA ADALETLİ DAVRANAMAYACAĞINIZDAN KORKARSANIZ

NİKAHLAYIN ."(Nisa, 3) BUYRUĞU DOLAYISIYLA YETİM KIZI EVLENDİRMEK

 

وإذا قال للولي: زوجني فلانة فمكث ساعة، أو قال: ما معك ؟ فقال معي كذا وكذا، أولبثا، ثم قال: زوجتكها، فهو جائز. فيه سهل عن النبي صلى الله عليه وسلم.

Ve veliye: Beni filan kadın ile evlendir dedikten sonra bir süre beklese yahut; (Mehir olarak) neyin vardır diye sorunca, o da: Beraberimde şu şu var dese ya da her ikisi de bir süre eğlendikten sonra (veli) onu seninle evlendirdim, dese bu caizdir. Bu hususta Sehl'in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den diye rivayet ettiği hadis de delildir

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري. وقال الليث: حدثني عقيل، عن ابن شهاب: أخبرني عروة بن الزبير:

 أنه سأل عائشة رضي الله عنها قال لها: يا أمتاه: {وأن خفتم أن لا تقسطوا في اليتامى - إلى - ما ملكت أيمانكم}. قالت عائشة: يا ابن أختي،

هذه اليتيمة تكون في حجر وليها، فيرغب في مالها وجمالها، يريد أن ينتقص صداقها، فنهوا عن نكاحهن إلا أن يقسطوا لهن إكمال الصداق، وأمروا بنكاح من سواهن من النساء، قالت عائشة: استفتى الناس رسول الله صلى الله عليه وسلم بعد ذلك، فأنزل الله: {ويستفتونك في النساء - إلى - وترغبون أن تنكحوهن} فأنزل الله عز وجل لهم في هذه الآية: أن اليتيمة إذا كانت ذات مال وجمال رغبوا في نكاحها ونسبها والصداق، وإذا كانت مرغوبا عنها في قلة المال والجمال، تركوها وأخذوا غيرها من النساء، قالت: فكما يتركونها حين يرغبون عنها، فليس لهم أن ينكحوها إذا رغبوا فيها، إلا أن يقسطوا لها ويعطوها حقها الأوفى من الصداق.

 

[-5140-] Urve bin Zubeyr r.a.'den rivayete göre; "O, Aişe r.anha'ya soru sorarak ona dedi ki:

 

Anacığım, "Eğer yetim kızlara adaletIi davranamayacağınızdan korkarsanız ... yahut sahibi olduğunuz cariye(ler) ile yetinmelisiniz."(Nisa, 3) buyruğu (ne demektir, diye sordum).

Aişe dedi ki: Kızkardeşimin oğlu! Bu ayet, velisinin himayesinde bulunup, velisinin de güzelliğine, malına raşbet ettiği, fakat mehrini de eksik vermek istediği yetim kız çocukları hakkındadır. Bunlarla mehirlerini eksiksiz vermek suretiyle onlara karşı adalet yapmaları hali dışında, velayetleri altındaki kızları nikahlamaları yasaklandı ve adaletli davranmayacakları takdirde onların dışındaki kadınları nikahlamaları emrolundu.

 

Aişe dedi ki: Bundan sonra insanlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den fetva isteyince, yüce Allah da: "Kadınlar hakkında senden fetva isterler. .. Kendilerini nikahlamayı istediğiniz öksüz kızlar ... "(Nisa, 127) buyruğunu indirdi. Yüce Allah bu ayeti indirerek onlara şunları söyledi: Eğer yetim kız, varlıklı ve güzelolup, onu nikahlamayı arzu eder, nesebini beğenir ve mehrini (emsalinden) daha düşük vermek isterlerdi. Şayet malı ve güzelliği az olduğu için onu beğenmeyecek olurlarsa o yetim kızı bırakır, ondan başka bir kadın alırlardı.

 

Aişe dedi ki: Onunla evlenmek istemedikleri zaman onu bıraktıkları gibi, onunla evlenmek istedikleri takdirde ona karşı adaletli davranarak, hak ettiği mehrini eksiksiz vermedikçe onu nikahlayamazlar."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yüce Allah'ın: "Eğer yetim kızlara adaletli davranamayacağınızdankorkarsanız ... nikahlayın."(Nisa., 3) buyruğu dolayısı ile yetim kızın evlendirilmesi."

 

Buhari bu başlık altında Aişe'nin sözü geçen ayetin tefsirine dair hadisini zikretmektedir. Bu hadise dair açıklamalar daha önce Tefsir bölümünde(4574.hadiste) geçmiş bulunmaktadır.

Hadiste babanın dışındaki velinin ister bakire, ister dulolsun, velayeti altındaki kızı evlendireceğine delalet bulunmaktadır. Çünkü yetim kız, buluğdan küçük ve babasız olan kız demektir. Böyle bir kızın evlendirilmesi izni, mehrinin düşük verilmemesi şartına bağlıdır. Bu durumda böyle bir şartı kabul etmeyenlerin de güçlü bir delil ortaya koymala'rı gerekir.

 

Bazı Şafii'ler: "Yetim kızın emri alınmadıkça nikahı kıyılmaz" hadisini delil göstererek şöyle demişlerdir. Eğer: Küçük kızın emri istenmez denilecek olursa biz de şöyle deriz: Bunda onu evlendirmenin buluğa erip, emir verme ehliyetine sahip hale gelinceye kadar erteleneceğine işaret vardır. Şayet: Buluğa erdikten sonra da yetim kalmaz, denilecek olursa şöyle deriz: İfadenin takdiri şöyledir:

 

Yetim kız buluğa erip onun emri alınmadıkça nikahlanmaz. Böylelikle deliller bir arada telif edilmiş olur.

 

باب: إذا قال الخاطب للولي: زوجني فلانة، فقال: قد زوجتك بكذا وكذا جاز النكاح، وإن لم يقل للزوج: أرضيت أم قبلت.

44- EVLENME TALEBİNDE BULUNAN KİMSE VELİ OLANA: BENİ FİLAN HANIM İLE EVLENDİR DİYECEK OLURSA, VELİ DE: SENİ ŞU VE ŞU MEHİR İLE EVLENDİRDİM DERSE, NİKAH, KOCAYA: "RAZI OLDUN MU YA DA KABUL ETTİN Mİ" DEMESE DAHİ CAİZ OLUR

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا حماد بن يزيد، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد رضي الله عنه:

 أن امرأة أتت النبي صلى الله عليه وسلم فعرضت عليه نفسها، فقال: (ما لي اليوم من النساء من حاجة). فقال رجل: يا رسول الله زوجنيها، قال: (ما عندك). قال: ما عندي شيء، قال: (أعطها ولو خاتم من حديد). قال: ما عندي شيء، قال: (فما عندك من القرآن). قال: كذا وكذا، قال: (فقد ملكتكها بما معك من القرآن).

 

[-5141-] Sehl r.a.'dan rivayete göre "Bir kadın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: Ona kendisini (kendisiyle evlenmeyi) arz etti. Allah Rasulü: Bugün için kadınlara bir ihtiyacım yok, dedi.

 

Bir adam: Ey Allah'ın Rasulü, onu benimle evlendir deyince, neyin var diye sordu. Adam: Hiçbir şeyim yok deyince, Allah Rasulü: Ona demirden bir yüzük dahi olsa bir şey ver, diye buyurdu. Adam: Hiçbir şeyim yok deyince, Allah Rasulü: Kur'an'dan ezberinde ne var, diye sordu. Adam: Şu şu dedi.

 

Allah Rasulü: Ezberindebulunan Kur'an('ı ona öğretmen) karşılığında onu sana mülk verdim, diye buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Evlenmeye talip olan kişi veliye: Filan hanım ile beni evlendir dese, o da:

 

Şu şu karşılığında seni evlendirdim diyecek olursa, kocaya: Razı oldun mu ya da kabul ettin mi demese dahi nikah caiz olur." Bu başlık, şu meseleye cevap olmak üzere açılmıştır: İ1timas (evlendirme talebinde bulunmak), kabul yerine geçer mi ve böylelikle icabcliı önce kabulü n yapılması gibi olur mu? Kabulün icabdan önce oluşuna örnek bir kimsenin: Ben filan ile şu mehir karşılığında evlendim deyip, velinin de: Ben de bu mehir ile onu seninle evlendirdim demesi gibidir. Böyle bir durumda acaba kabulün tekrar edilmesi de kaçınılmaz mı olur?

 

Musannıf (Buhari) kendisini hibe eden kadın ile ilgili kıssadan şunu istinbat etmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in: "Ezberindeki Kur'an(ı ona öğretmen) karşılığında onu seninle evlendirdim" demesinden sonra adamın: Kabul ettim, dediği nakledilmemiştir.

 

Fakat el-Mühelleb buna itiraz ederek şöyle demektedir: Konuşmanın bu kıssadaki akışı, ayrıca evlenme talebinde bulunanın kabulünü gerektirmemiştir. Çünkü zaten bundan önce geçen konuşmalar, istek ve bu hususta karşılıklı diyalog buna gerek bırakmamıştır. Bu şekilde evlenmek isteği olan bu adamın durumunda ki bir kimsenin daha önce evlenme istediğine dair bilgi dolayısıyla ayrıca kabul ettiğini açıkça ifade etmesine ihtiyaç yoktur. Razı oluşuna dair karinelerin bulunmadığı başka kimselerden durumu farklıdır.

 

el-Mühelleb'in bu itirazının ifade ettiği nihai anlam da şudur: O, Buhari'nin istidlalinin doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, bunu bazı talipler için özel olarak kabul etmekte, diğer bazıları için bunun sözkonusu olamayacağını belirtmektedir.